İSTİKRARSIZLIK EN ÇOK İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ ETKİLİYOR Anayasa Mahkemesi’nin kararını inşaat sektörü de yakında takip ediyor. Zaman gazetesinin sektör buluşmalarında biraraya gelen inşaat firmalarının patron ve yöneticileri, verilmesi muhtemel iptal kararından endişeli. Tüketicilerin konut alırken duygusal davrandığını vurgulayan SUR Yapı Yönetim Kurulu başkanı Altan Elmas, sektörün önündeki en büyük tehditin, Anayasa Mahkemsi’nden çıkabilecek olumsuz karar olduğunu söyledi. Çelik Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çelik de Danıştay saldırısı, AK Parti’ye kapatma davası gibi siyasi istikrarı bozmaya yönelik tutumların konut satışlarını bıçak gibi kestiğine dikkat çekti. Sektörden gelen talepleri değerlendiren Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir ise yaşanan dalgalanmalardan ilk önce inşaat sektörünün etkilendiğine işaret etti. İstikrar bozulursa “inşaat” yerle bir olur Anayasa Mahkemesinin bugün açıklayacağı kararı tüm iş dünyası gibi inşaat sektörü de yakından takip ediyor. Zaman Gazetesi’nin Sektör Buluşmalarında önemli inşaat firmalarının patron ve yöneticileri, taleplerini Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir' e iletme imkânı bulurken, Yüksek Mahkeme’ nin muhtemel olumsuz kararı konusunda endişelerini de dile getirdi. Şirket temsilcileri, sektörün önündeki en büyük tehdidin, Anayasa Mahkemesinden çıkabilecek olumsuz karar olduğunu söyledi. BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR: înşaat, olumsuzluğu önceden haber veren bir sektördür. Yaşanan dalgalanmalardan, önce bu sektör etkilenir. İniş ve çıkış grafikleri de yüksek olur. Türkiye, ciddi devalüasyon dönemlerinde ciddi kırılmalar yaşadı. Akabinde para kazanmalar başladı. Birikimi olanlar kayboluyor, yenileri ortaya çıkıyor. Buradaki bütün arkadaşlarımız buna dikkat etmeli. 2008 yılında dünyada yaşanan krizi ağır hissettik. 2009' da sektörde yüzde 20' lere yakın bir küçülme yaşandı. Tüm bu alanda iş yapan kurumsallaşmış arkadaşlar, eksi artı 20 marjında politikalarını tutmalı. Dünyadaki genel krizi karşılamada da en refleksli ülke Türkiye idi. Bir yatırıma giriyorsak satış profilini de buna göre planlamalıyız. Tüm ekonomilerde istikrar çok önemli. Türkiye' de de sekiz yıldır büyük gayretler gösterdik. Bir Danıştay saldırısında tepki alan bir başbakan yardımcısı vardı. Bugün nelerin olduğunu öğrendik. Provokatif bir eylem olduğunu gördük. Bunun yanında cumhurbaşkanlığı ve kapatma davası sürecini de hep birlikte gördük. Bundan sonra Türkiye' de ne olacak? İstikrarı bozucu şeylerle bugün de karşı karşıyayız. Terördeki tırmanma da böyle. Terörün beslendiği toprağı ortadan kaldırıcı gelişmeler oldu. Bu bir mücadele, bir süreçtir. İstikrar konusunda eninde sonunda bunu yakalayacağız. Marmara Depremi Türkiye için bir milat olmuştur. Kurumsallaşmış yatırımcılarımızın dönüşümüne büyük etkisi var. Deprem olgusu bu dönüşümü sağladıysa, bunun dışına ilave biz ne kattık? Buna ilave çok bir şey katamadık. Türkiye' de yapılan her binada mühendis ve mimarlann imzası var. Depremde bu kadar niye kayıp oldu? Depremde ruhsatlı binalar da yıkıldı. Ana sebebi Türkiye' de kim mimar kim mühendis, belli olmaması. Lisansı alan bir öğrenci odaya kayıt yaptırıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu böyle değil. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Türkiye' de planlama süreci darmadağın. Belediyeler, verilen yetkileri yerinde kullanmıyor. Bunlarla ilgili uygulamalar denetlenemediği için keyfi davranış ortamı doğuyor. Biz bakanlık olarak bu işe girdik. Müfettiş göndermeye başladık. Bu etkili oluyor, belediyelerin keyfi davranışını düzeltiyor. Yargıda sizler lehine bizim kararımız katkı sağlayabilir. Müteahhitlerin borcu varsa, iskan alamıyorsa bu konuda da düzenleme yaptık. Yapı sahibi gidip iskan alabiliyor, eğer yapının iskan almasına İlişkin bir sorun yoksa. ANADOLU ' DA KONUT YAPIMINDA HAKSIZ REKABET VAR Konut alımına ciddi bir düzen getireceğiz. Sektördeki haksız rekabet ortadan kaldırılacak. Özellikle Anadolu' da konut yapımında haksız rekabet söz konusu. Kayıt içinde çalışmıyorlar. İş yapanların belgeli usta çalıştırma sistemine geçiyoruz. Teşkilat kanunumuz sonbaharda tamamlanır. Çalışma neticesinde ruhsat ve planlama sorunlan tamamen çözüme kavuşacak. Plan yapma yerel yönetimlerde olacak. Plan tadilatı yapma zor olacak. Yerel yönetimlerin planla oynaması gibi durumları ortadan kaldırmalıyız. Yapı denetimini tüm Türkiye' ye yaygınlaştınyoruz. Proje müellifliğinin işini teslim etme safhasını, inşaat ruhsatını hak sahibine verilmesini gerçekleştirmek istiyoruz. Belediye personelinin projeyi inceleme, değiştirme konusunda, içeriğe girmeme konusunda gayret sarf edeceğiz. Belediyenin bu konudaki denetimini kaldırmayı planlıyoruz. Bizim yerel yönetimlerimizde ciddi bir mücadele var. Belediye başkanı, beş yıllık seçim sürecine bakıyor. Her şeyi belediyeye gelir kapısı olarak görüyor. Sistem diye bir şey kalmıyor. Belediye başkanı ve belediye görevlisinin amacı hizmet sunmaktır, bunu hatırlatın. Zorlanırsanız bize gelin. Bakanlık olarak plan tadilatlarını minimize etmeyi planlıyoruz. Süreçleri iyi tanımlama, inşaat ruhsatı ve yapı iznini yerel yönetimlerden koparabildiğimiz kadar koparmayı hedefliyor. Bilgi iletişim teknolojileri, inşaat sektörünün sorunlarının çözülmesinde büyük katkı sağlar. 2011 sonunda Takbis sistemini en iyi işleten ülke olmak istiyoruz. İşleyiş ve denetimleri tamamen elektronik ortamda yapmayı planlıyoruz. Sosyal amaçlı konut ekonomisi, liberal ekonomiyi bozmayacak şekilde kalmalı. TOKİ' nin tüm ürettiği, konut üretiminin yüzde 7' si. Yerel yönetimlerde konut üretimi yok. Konut üretimi bizde planlı yürümüyor. Sektör bütünleşmiş değil. Büyük projelerin çoğu İstanbul' da. Türkiye' deki konut açığı yılda 600 bin. Yüzde 50' si de dönüşe ihtiyaç duyuyor. 15 yılda konut sektörü istikrarlı bir şekilde büyüyecektir. Proje seçimlerine dikkat edilmesi gerekiyor. İstanbul' da birçok projenin tanıtım reklamı var. Artık Anadolu' ya yaygınlaştırmak durumundasınız. Bundan sonra İstanbul' da ancak dönüşüm projeleri için yatırım alanlan oluşur. Yakın bir gelecekte konut ihtiyacına hizmet eden yatırımların önü açık değil. Samsun, Bursa, Adana, Mersin ve Konya gibi yerlerdeki projeler daha verimli. Avrupa' da bazı ülkelerde 30 yıl vadeli konut alınabilir. Türkiye' de 30 yıl vadeli konut satıldığında onu finanse edecek sistem üzerinde durulmalı. Bu alanda finanse edilecek bir program olacaksa, bunun sınırlarının belirlenmesi gerekir. Belki devlete sağladığı gelir ve istihdama katkısı oranında kamudan kısmi destek verilebilir. Finans sektörünün verdiği desteğin bir kısmını kamu karşılayabilir. Mortgage sistemi bizde 34 yıl önce tartışıldı. TOKİ icracı bir kuruluş, düzenleyici bir kuruluş değil. Sistemin önünü açan bir kurum haline dönüştü. Mutlaka planlama süreci reel ve güvenilir olmalı. Ruhsat veren kuruluşlar sağlıklı olmalı. Biz hâlâ 2010' da ruhsata uygun konut yapıp yapmamayı tartışıyor isek çok ciddi problem var demektir. Ruhsata uygun yapı yapma oranı hâlâ çok düşük. Yapı denetim bürolarının şiddetle üzerine gidiyoruz. Bu konuyu ihlal eden hem yapıma hem de denetleyici kuruluş çok ciddi müeyyidelerle karşılaşacak. Mortgage sisteminin üzerine aynca düşünülmesi gerekiyor. Finans sektör ayağının tam sağlanması gerekir. Kentsel dönüşüm önemli. TOKİ, başarılı çalışmalar yapıyor. Kentsel dönüşümde mülkiyet sahipliği söz konusu. Kentsel dönüşümü bizim anladığımız anlamda yasal düzenlemeyle yapan çok ülke yok. Biz bakanlık olarak taslak hazırladık. HER ÖNÜNE GELEN, MÜTEAHHİT OLAMAYACAK İmar Kanunu' nda yetkiyi biz aldık. Müteahhitliğe girişte ciddi kriter getireceğiz. Her önüne gelen müteahhit olamayacak. Bir zamanlar torunlannız sizin sattığınız dairelerde oturacak. Kamu İhale Kanunu uyguluyoruz. Bir yılda siteleri yaptırıyoruz. Danıştay binası 15 ayı bulmayacak. Kamu Sözleşmeleri Kanunu' nda yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Yapı denetimi büroları da yeni düzenlemeyle birlikte müşavirlik görevlerini görebilecek. İş yapanların verdiği bedelin hakkı ne ise o hüviyete kavuşacak. Artık sizler gözünüzü Anadolu' ya çevirin, dünyaya biraz göz atın. Bakanlık olarak yurtdışındaki muhatap bakanlıklarla ilişkileri artırıyoruz. Sizler oralarda etkin ve verimli imkanlar elde edesiniz diye zemini hazırlıyoruz. ZİYA YILMAZ ( DAP YAPI YÖNETİM KURULU BAŞKANI ): İstihdam ve vergi yüklerinin konut sektöründe azaltılması gerekiyor. KDV oranı da düşürülmeli. Mal alırken inşaatçılardan yüzde 17 KDV iadesi alınıyor. Bunu da en erken üç yıl içinde alıyoruz. Sektördeki finansal kaynakların çeşitlendirilmesi lazım. Tapu harçları ciddi oranda fazla. Araziyi alırken belediyeye gidip imar durumuna bakıyorsunuz. Belediye başkanından imar müdürüne soruyorsunuz, bir bakıyorsunuz başka bir şey çıkıyor. Plana, projeye başlıyorsunuz, bir bakmışsınız burası sit alanı ilan edilmiş. Ciddi paralar harcıyoruz. Belediyelere projelerimizi götürdüğümüzde, öyle bir mimariyi daha görmemiş kişi, anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getiriyor. İşlerimizde para odaklı çalışmıyoruz. Ülkenin vitrini için gayret gösteriyoruz. Sanki biz havada bulup tavada yiyoruz gibi gözüküyor. Bu, bizim birtakım yerlerde projelerimizin geç çıkmasına sebep oluyor. Deprem sektörde milat oldu. Konuta bakış değişti. Devletin de konut üreticisine bakış açısını değiştirmesi lazım. Güzel şeyler yapıyoruz. Destek verilmesi lazım. Bir yılda proje bitiyor, bir yılda ruhsat alamıyoruz.
POSTA / 05.07.2010