DAP Yapı’nın, gelecek için yaşam alanları oluşturma misyonuyla eskiden Bağdat Caddesi olarak anılan sahil yolunda, denize 100 metre mesafede inşa edilen Dragos Royal Towers, zamanlar arasındaki farkı kaldırıyor. Proje, sadece lüks bir yaşam alanı değil, geleceğin ötesine göndermeler yapan ayrıntılarıyla yeni çağa ait bir konsept… Benzerleri sadece Miami, New York ve Dubai gibi merkezlerde görülebilen Dragos Royal Towers, 4 blokta 212 bağımsız bölümden oluşuyor.
Maksimum konfor, mükemmel manzara Rezidans hizmetleri dışında fitness center, açık/kapalı yüzme havuzları, tenis ve basketbol sahaları, yürüyüş,dinlenme alanları ve Spa merkezinin bulunduğu projede tüm daireler Kınalı, Heybeli, Burgaz ve Büyükada’nın enfes manzarasına hakim.
Avantajlı konum Dragos Royal Towers, İstanbul Büyüksehir Belediyesi’nin İstanbul Çevre Düzeni Planında kentin üç yeni çekim noktasından biri olarak gösterilen Kartal’da Kentsel Dönüşüm Projesine oldukça yakın bir noktada inşa ediliyor. Mimari projelendirmesi dünyaca ünlü mimar Zaha Hadid tarafından gerçekleştirilen ve Dragos’un hemen yakınında oluşturulacak Kartal Kentsel Dönüşüm Projesi (Kartal Merkezi İş Alanları-MİA) kapsamında, büyük sanayi kuruluşları , işyerleri ve fabrikalar şehir dışına taşınıyor. Dragos ve çevresi, İstanbul’un yeni Boğaziçi haline geliyor. Sanayi tipi yapılaşmalar yerine nitelikli konut ve rezidans siteleriyle çevrelenen proje bu yönüyle güvenli ve planlı gelişen bir noktada yer alıyor.
Seçkin isimlerin buluşma noktası. Görkemli bir dikey mimariye sahip olan proje daha çok futbolcu, akademisyen ve bürokratlar tarafından tercih ediliyor. Dragos’un bugün olduğu gibi geçmişte de aydın ve elit kesim tarafından yaşamak için seçildiği biliniyor. Can Yücel, Münir Nurettin Selçuk, Erdal İnönü, Muhsin Ertuğrul, Ali Sami Yen, Vehbi Koç DRAGOS’TA YAŞADILAR. En yakası açılmadık küfürlerden en acılı ağıtlara; en afili sokak ağızlarından en yoğun sevda şiirlerine; cin gibi zeka pırıltılarından en yalın, en sade söyleyişlere kadar her şeye yer verdiği şiiriyle kim tanımaz Can Yücel’ "Dönülmez akşamın ufkundayız" söylenmeden biter mi bir fasıl gecesi Münir Nurettin Selçuk besteleriyle gönül teli titrememiş olan var mıdır?"Sizi sinema salonlarında göremiyoruz pek" diye soran gazeteciye "Tabii, sinema salonları karanlık oluyor" yanıtını veren Erdal İnönü’ yle daha renkli değil miydi siyaset Batı tiyatrosunu Türkiye’de kurumsallaştıran Muhsin Ertuğrul… Sporun efsane ismi Ali Sami Yen… Sanayinin kurucusu Vehbi Koç… Bu isimlerin ortak noktaları neydi dersiniz Hepsi de hayatlarının bir döneminde Dragos’ta yaşadılar.
Gizli cennet Coğrafi olarak bakıldığında, Dragos Tepesi sanki Yakacık ve Çamlıca’nın denize bir uzantısı ve hatta Prens Adalarının, özellikle Büyükada’nın devamı imiş gibi görülürdü. Adının tıpkı "Leandros" , "İmbros" gibi Yunan kökenli olduğu belli idi ancak buraya yerleşenler bu mitolojik ad yerine "Orhantepe" ismini kullandılar. Tren istasyonunda "Cevizli" yazıyorsa da bölgenin yerlileri daima "Dragos" dediler.
Aşıkların buluşma noktası Eskiden, minibüs yolu ya da trenle gelindiğinde istasyonda inilir ve tren yolu köprüsünden geçilirdi. Tekel Fabrikası arazisine paralel, çınar ağaçları ile çevrilmiş dar yokuş tırmanılır, yol tepeye doğru devam ederdi. Dragos Tepesi’ndeki kayalıklar İstanbullu aşıkların romantik buluşma mekanlarından biriydi. İstasyon tarafı varoş yerleşimi ile dikkat çekerdi. Ancak diğer taraftaki yolun yarılarına gelindiğinde sanki Dragos’un öteki yüzü ortaya çıkar, içlerinde birçok ünlü ve varlıklı kişinin yer aldığı ayrı bir kesimin muhteşem Adalar manzarasına hakim villaları size yol boyunca eşlik ederdi.
